Müezzinoğlu, "Başkanlık sistemi" tartışmalarına ilişkin, "Türkiye'de bir eyalet sistemi düşünülmüyor. AK Parti olarak biz düşünmüyoruz. Üniter yapının korunduğu, vatandaşın 10 Ağustos 2014'teki gibi başkanını seçtiği, büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanı nasıl seçiliyorsa, o şekilde başkanını seçtiği bir sistem." dedi.
Bakan Müezzinoğlu, "Paralel Devlet Yapılanması"na ve yapılan operasyonlara dair bir soru üzerine, şöyle konuştu:
"Bir devletin yönetiminde farklı kanallara hizmet eden bir anlayışın olmasını devlet asla kabul etmez. Bu ülkeye, bu millete hizmet etmek için kurulan kurumsal yapıların, meşru kanallar dışında bir başka yere göbek bağından, akıl bağından, vicdan bağıyla bağlı olması asla kabul edilemez. Bunun için bu süreç, öyle veya böyle, kararlı bir şekilde, son noktaya gidinceye kadar devam eder ve etmelidir de. Bunu Türkiye 17 Aralık ve 25 Aralık'tan bu yana tüm kurumlarıyla çok kararlı bir şekilde yapıyor. Yer yer aksayan alanlar olabilir ama duyarlılığı ve takibi asla azalmaz. Her geçen gün de buradaki yapının ne kadar hain bir yapı olduğunu dün fark etmeyenler, bugün fark ediyor. Bu fark etmeler nedeniyle de bu süreç devam edecektir, etmelidir de."
Bakan Müezzinoğlu, "Hastanelerin acil servislerindeki yoğunluğun azaltılması için sevk zinciri uygulamasının yeniden başlayacağı belirtiliyor. Bu bir geriye dönüş mü olacak? Aile hekimlerinin rolü ne olacak?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Önümüzdeki yıl ve gelecek yıl, bu yıla bin adet, gelecek yıla da bin adet güçlendirilmiş aile sağlığı merkezini projelendirdik ve yapımlarına başladık. Bu sistemi kurguladıktan sonra, 2017 sonuna kadar, sevk zinciri sistematiğini kurgulamayı konuşacağız."
Sevk zinciri uygulamasının bir geriye gidiş değil, güçlü sağlık sistemini kurma anlayışı olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, "Bu altyapıyı kurmadan buna geçmeyi düşünmüyoruz. Önce altyapıyı kuracağız. Vatandaşımız önce aile hekimi randevusunu alacak." diye konuştu.
Müezzinoğlu, "Üniversite kampüslerinde sigara satışını kaldırıyoruz. Kampüste sigara satışı olmayacak." dedi.
Avustralya'da hayata geçirilen sigara paketlerinde kara paket uygulamasının Dünya Sağlık Örgütü tarafından tavsiye edildiğini belirten Müezzinoğlu, "İstatistiksel verilere göre, bu anlamda henüz daha faydasını sahiplenecek bir veri elimizde yok. Bir de uluslararası ticaret hukukunda davalık olunuyor. Çünkü, markayı yok hükmüne taşıyorsunuz. O nedenle, Bakanlar Kurulu'ndaki değerlendirmemizle, dünyada Avustralya'dan başka uygulayan ülke olmadığı için de gündemimizden çıkarttık." şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ilaç sanayisinde şu anda eş değerde, biyobenzerlikte önemli adımların atıldığını söyledi.
Türkiye'nin her yıl insülin ve diyabet ilacına 400 bin lira verdiğini ifade eden Müezzinoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu rakam da ortalama her yıl yüzde 10 ile 15 arasında arttığına göre bu demek ki her yıl 400-500 bin lira giderek artan bir rakam harcanacak. Diyoruz ki '5 yıl alım garantisi ile ihaleye çıkıyoruz ve ana şartlarımız bu. 1-2 yıl sen nerede üretirsen üret, bugün nasıl alıyorsak öyle alacağız ama 3'üncü yıldan itibaren şu kadarını Türkiye'de...' Şu anda plazma ürünlerini, kan ürünlerini Kızılay ile Türkiye yaklaşık 500 bin dolar kan ürünlerine para ödüyor. Kızılay her yıl 2 milyon ünite kan topluyor. Bu topladığı kanın kullanmadığı ürünlerini çöpe atıyor. Halbuki bu kan ürünleri ilacı, bu ürünlerden elde ediliyor. 2 milyon ünite kanı ben topladığıma göre, bunun teknolojisini Türkiye'ye getirip dünyadan her yıl aldığım bu ilacı Türkiye'de üretebilmeliyim."
Müezzinoğlu, yaklaşık 8 firmanın bu konuda ciddi düzeyde yarışa girdiğini, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının bu çalışmayı yürüttüğünü, 1-2 ay içinde ihaleye çıkılacağını dile getirdi.