İYİ PARTİ 5 İLDE ADAYLARINI AÇIKLADI
İyi Parti Genel Başkanı Meral AKŞENERin Grup konuşması
Değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler, sevgili gençler;
Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Türkiyenin iyiliği yolunda bir kez daha bir arada bulunmaktan mutluluk duyduğumu, belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım;
Biliyoruz ki, daha iyi olmaya çalışmayan iyi olarak da kalamaz.
''İki günü birbirine denk
olan ziyandadır'' buyuruyor sevgili peygamberimiz.
İşte bu anlayışla İYİ PARTİ olarak iyi olmakla yetinmiyor, daha iyi olmaya
gayret ediyoruz.
Parti, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadan 81 milyonun tamamını, büyük Türk Milletinin şerefli birer mensubu olarak görüyoruz.
Hep birlikte Türkiye iyi olsun diye çalışıyoruz.
İYİ PARTİ Türkiyenin kardeşlik sözleşmesidir.
Allah iyilerle karşılaştırsın, iyileri buluştursun.
Allah iyilikten ve güzellikten ayırmasın.
Aziz Milletim;
Yola çıkarken dedik ki, İYİ PARTİ insanların hayatını yönetmeye değil, devleti yönetmeye talip. Dedik ki, Milletin sesi olacağız..
Sokakta, pazarda, kampüste, işyerinde, ve ülkenin her köşesinde dert dinliyoruz.
Görüyoruz ki milletin tek gündemi var; Ekonomi, ekonomi, ekonomi..
Milletin derdi, hayat pahalılığı.
Milletin derdi, geçim darlığı.
Milletin derdi, işsizlik.
Milletin derdi, çoluk-çocuğunun geleceği..
İktidara ve tuzu kuru yandaşlarına göre her şey güllük gülistanlık.
Öyle bir manzara çiziyorlar ki, gözlerimiz kamaşıyor.
Bilmeyen zanneder ki, vatandaş yağla-balla besleniyor.
Sofralarda etler havada uçuşuyor.
Dolaplar dolup taşıyor.
O kadar alışveriş yapıyoruz ki, poşet taşımaktan belimiz kırılıyor.
Kimse bir giydiğini, bir daha giymiyor.
Anlatılan tablo bu.
''Kırk kere söylersek millet inanır.'' diye düşünüyorlar.
Elektrik faturalarına bakmıyorlar..
Doğalgaz diyorsun, ıslık çalıyorlar..
Pazarlarda, elde kalmış eciş bücüş sebze-meyve arayan annelerden haberleri yok.
Bu gerçekleri iktidar görmezden gelse de, aziz milletimiz her şeyin farkında..
Çünkü bütün sorunları en acısından yaşıyor..
Aziz Milletim;
Bu tablonun tek bir sebebi vardır..
O da, Ak Parti iktidarının yanlış politikalardır..
Türkiye ilk defa ekonomik kriz yaşamıyor..
Ama ilk defa, bir iktidar, milletin gözünün içine baka baka, krizi inkar ediyor.
İlk defa bir iktidar, inkar ederek krizi çözeceğini sanıyor..
İlk defa bir iktidar, enflasyondan, çiftçiyi ve esnafı sorumlu tutuyor..
Ekonomiyi şaha kaldırmışlar.. Türkiyeyi uçurmuşlar..
Kriz-mriz yokmuş..
Bu hayat pahalılığının sebebi,, stokçu çiftçiler, ve fırsatçı esnafmış..
Çiftçimiz ve esnafımız dış güçlerle el ele verip, ekonomimize savaş açmış..
İnanmamızı istedikleri hikaye bu..
Daha geçen hafta bir Bakan, ekonomik tablodan yine Amerikayı sorumlu tutuyor..
Bakıyoruz, Erdoğan iki gün sonra, Arjantinde ABD Başkanı Trumpa, Sevgili dostum diyor..
E adını koyun da, dost mu düşman mı bilelim kardeşim..
İçeride başka, dışarıda başka oynuyorsunuz,, bedeli de millet ödüyor..
Değerli milletvekilleri, aziz milletim;
Dış güç dedikleri kim varsa, hepsiyle sarmaş dolaşlar..
Dolayısıyla, Türk ekonomisine saldıran dış güç masalı artık tutmuyor..
O yüzden, depodaki ürün yüzünden, stokçu diyerek çiftçiyi suçladılar.. Yetmedi, üç liraya aldığını, iki liraya satmıyor diye, esnafı suçladılar..
Yetmedi, Çok et yiyor diye milleti suçladılar..
Al işte, bu fiyatlarla, sayende millet et yiyemiyor..
Çiftçi ve esnafı da ezip geçtiğine göre,, enflasyonun normale dönmesi, hayat pahalılığının sona ermesi gerek. Ama öyle olmuyor..
Enflasyon yükselmesin diye aldıkları önlem, hesabı yapan TÜİKin Başkan yardımcısını görevden almak..
Sonuç? İşte dün Kasım ayı enflasyonu açıklandı..
Allem ettiler gallem ettiler, enflasyonu bi tık düşürdüler..
Damat Berat da seviniyor, Enflasyonda gerileme umut verici diyor..
Neye göre gerileme?
2017 yılı enflasyonu yüzde 11.9.. Şu anda yüzde 21.6.. Neredeyse iki katı..
Enflasyon geriliyormuş..
Ne demişler; Doğru pabucunu giyene kadar, yalan dünyayı dolaşır..
Neresi umut veriyor bu tablonun?
Sorarım size;
-2002'de 135 milyar dolar olan dış borcu, 490 milyar dolara, çiftçi ve esnaf mı çıkardı?
-Sanayi üretimini, çiftçi ve esnaf mı düşürüyor?
-Sarayındaki israfı, çiftçi ve esnaf mı yapıyor?
-Sayıştayın yolsuzluk raporlarının neresinde, çiftçi ve esnaf var?
-Sen ülkede bir şey ürettin de, çiftçi ve esnaf mı engel oldu?
Sayın Erdoğan, yetkiyi verin enflasyonla, faizle nasıl uğraşılır görün diyordun..
Yetkiyi aldın. Milletle uğraşmayı bırak. Enflasyonla, faizle, işsizlikle uğraş.
O makam ağlayıp sızlanma yeri değil..
Orası şikayet etme yeri değil..
16 yıldır sen ağladın, millet dinledi.
Artık millet ağlıyor, biraz da sen dinle.
Millet yeni yönetim sistemine evet dedi.. Bütün yetki elinde ama hala bahane üretiyorsun..
Ne güzel söylemiş atalarımız;
-"Düğüne gider zurna beğenmez; hamama gider kurna beğenmez"
Bu makam da yetmiyor.. Kusura bakma, artık daha yukarısı yok..
Yetkiyi aldın, gereğini yapacaksın..
Yapamıyorsan da, yoldan çekileceksin, yapacak olanlar gelecek..
Ettiğin kötülük yeter, artık İYİler gelecek..
Aziz milletim, değerli misafirler;
Yapamadıklarına değil de, İYİ Partinin yaptıklarına takmışlar..
Neymiş efendim; İYİ Parti Meclise sürekli kanun teklifi sunuyormuş, araştırma önergesi veriyormuş..
İYİ Partililer ne yapacaktı ya? Yan gelip yatacak mıydı?
Sadece bize oy veren seçmenlere değil, Ak Partili, CHPli, MHPli, Saadet Partili, Demokrat Partili, tüm seçmenlere, topyekün milletimize söz verdik biz..
Yine söylüyorum; sizin sözünüz suya yazılır, bizim sözümüz kayaya kazınır..
Elbette kanun teklifi de sunacağız, araştırma önergesi de vereceğiz..
Millet bizi bunları yapalım diye yüce meclise gönderdi.
Milletin hakkını-hukukunu koruyalım diye meclise gönderdi..
Hem sadece İYİ Parti değil, iktidar da, ortağı da mecliste teklifler veriyor..
Ama fark şu;
Onlar kendi ikballeri, yandaşlarının ikbali için,, İYİ Partiyse, milletin menfaati için teklif hazırlıyor..
Kendi tekliflerinin ne olduğunu sorsan bilmezler.
İçlerinden birisi Haydi eller havaya dedi mi, bunların da eller havaya kalkıyor..
Biz teklif verdiğimizdeyse o
ellerini saklayacak yer bulamıyorlar.
Milletimizin menfaatine olduğunu bile bile, ya hayır diyorlar, ya çekinser
kalarak engelliyorlar..
Bugüne kadar, terör örgütünün siyasi ayağının araştırılmasını istedik.. Hayır dediler..
Asgari ücretten vergi alınmasın dedik.. Hayır dediler..
Emeklilikte Yaşa Takılanların mağduriyetini giderelim dedik.. Hayır dediler..
Andımız dedik.. Hayır dediler..
Türkiye Cumhuriyeti tabelalara yeniden yazılsın dedik.. Hayır dediler..
Cumhurbaşkanı maaşına yaptığınız kadar, asgari ücrete de yüzde 26 zam yapın dedik.. Hayır dediler..
Asgari ücretten düşük, emekli maaşı kalmasın dedik.. Hayır dediler..
Gençlerimize, iş buluncaya kadar vatandaşlık maaşı ödeyelim dedik.. Hayır dediler..
Şimdi de diyorlar ki; İYİ Parti ard arda önerge veriyor..
İyi de, millet bizi meclise bunun için gönderdi.. Bunları talep edelim, takip edelim diye gönderdi..
Amaaa, bakın ben size bir şey söyleyeyim;
Muktedire 13 uçak daha alalım desek, tereddüt etmeden el kaldırırlar..
1100 oda yetmez beşbin odalı yeni saray yapalım desek, önergemizi öne alırlar..
Yandaşlara vergi affı çıkaralım desek, hadi eller havaya yaparlar.
Fıtrat bu..
Bakın şuraya yazıyorum;
Beyler, biz meclise, milletimiz için çalışmaya geldik..
Yan gelip yatanların ülkemizi getirdiği durumu gördükçe, daha çok çalışmaya azimliyiz..
Bunu böyle bilin..
Ve bunlarla kalmayacak emin olun..
İYİ Parti, Milletin Meclisinin en çalışkan partisi olacak derken şaka yapmıyordum..
Öyle de oldu..
Aziz milletin huzurunda milletvekillerimizi bir kez daha tebrik ediyorum..
Şunu bilin ki;
Kadınlarımızın, erkeklerimizin, gençlerimizin hayallerini öldürdünüz..
Yapılan araştırmalarda, Hayalleri sorulan gençler, soruya cevap veremez halde..
Ama bizim hayallerimiz var.. Vatandaşımızın menfaatine hayallerimiz var bizim..
İktidara gelince, gerçek olacak hayallerimiz var..
Seçimden önce söyleyip, seçimden sonra unutanlardan değiliz biz..
Daha gençlere verilmiş sözlerimiz var..
Sevgili gençler, size sesleniyorum.. Benim gençlerimize dair hayallerim var;
-Mesela, şirket kurmayı planlayan genç girişimcilere, 100 bin liraya kadar, 5 yıl ertelemeli, sıfır faizli kredi sağlamayı hayal ediyorum..
-Bu şirketlerden belirli bir süre vergi almamayı hayal ediyorum..
-Gençleri işe aldıkları taktirde, bu şirketlerden gelir vergisi almamayı hayal ediyorum..
Mesela;
-Gençlerimiz için "Teknik Personel, Eğitim, Staj ve Değişim Platformu" kurmayı hayal ediyorum..
- Her gencin melek yatırımcısı olduğumuzu hayal ediyorum.
-Üniversite Öğrencileri ve Mezunları için, Yetenek Geliştirme ve Kariyer Merkezleri kurmayı hayal ediyorum.. Bu merkezlerde, uzmanlarımızın gençlerimize, daha okul yıllarında, yaşam koçluğu yapmalarını istiyorum..
- Stajların ücretli hale geldiği, gençlerin emeğinin sömürülmediği bir Türkiye hayal ediyorum..
Mesela;
-Üniversiteden yeni mezun olmuş gençlerimize, kamu kurumlarında zorunlu olarak iş verildiğini görmek istiyorum..
Mesela;
- Benim Özgür Kart adında bir hayalim var..
25 yaşına kadar tüm öğrencilere ve iş bulamayan mezunlara, bedava internet verilsin istiyorum.. Gençlerin toplu taşımadan ücretsiz yararlanmasını istiyorum..
Hayalim olan o Özgür Kartla, tüm gençlerimizin, sinema, tiyatro, konser gibi etkinliklerden, indirimli faydalanmasını istiyorum..
Mesela;
-Üniversiteler Gençlerindir diyorum.. Üniversitelerin sosyal ve fiziki altyapıları "öğrenciler için yeniden düzenlensin istiyorum..
-İdari ve Akademik Personel'e tanınan, yemekhane-sosyal tesis gibi önceliklerin, öğrencilere de tanınmasını istiyorum..
-En büyük hayallerimden biri de, Ulusal Gençlik Fonunu kurmak..
Ulusal ve uluslararası kaynaklarla beslenen bu fonla, başarı yeterliliği sağlayan lise ve üniversite öğrencilerinin, uluslararası öğrenci değişimi programlarından,
-Yurt dışı staj programlarından,
-Ve mesleki uygulama eğitimlerinden, ücretsiz faydalanmasını hayal ediyorum..
-Ben, Öğrencilerden Sınav Ücreti alınmasın istiyorum..
-Genç işsizlere, vatandaşlık maaşı vermeyi hayal ediyorum..
En büyük düşlerimden biri budur..
Gençlerin hayata borçlu değil, alacaklı başlamasını hayal ediyorum.
Özgür bireyler olabilmeleri için, en azından, temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir sosyal güvenceye kavuşsunlar istiyorum..
Gençler not edin; Bu
önerimize de hayır dediler..
- Bunlar Gidin kredi çekin diyorlar. Ben, Dar gelirli öğrencilere,
karşılıksız eğitim bursu vermeyi hayal ediyorum..
Tüm bunlar, Türkiyenin kolaylıkla altından kalkabileceği hayaller.. Türkiye büyük bir ülkedir.. Gencine ve geleceğine sahip çıkabilecek güçtedir.. Yeter ki, ülkeyi gençlerimizi düşünenler yönetsin..
Bu iktidardan bunları da isteyeceğiz.. Yaptılar yaptılar.. Yapamazlarsa, İYİ Parti iktidarının ilk 6 ayında, nasıl yapılırmış, göreceksiniz..
Bunların hayal olmadığını göreceksiniz..
Benim hayallerim dedim, boşuna konuşmuyorum..
Hesabımızı-kitabımızı yaptık..
Bu hayallerin hepsi gerçek olacak..
Aziz milletim;
Sizi kriz olmadığına inandırmak için,, sorumluluklarını inkar etmek için uydurdukları senaryolar para etmedi.. Para diyorum ki kulak versinler.. Çünkü, ilgilerini çeken tek şey para.. Şimdi de başladılar ''en kötüsünü atlattık'' demeye..
Ne oldu da en kötüsünü atlattık?
İşsizliği yüzde 1e mi düşürdünüz?
850 bin diplomalı işsize, iş mi verdiniz?
Fabrikalar mı kurdunuz?
Tarımda, hayvancılıkta ülkeyi yabancılara bağımlı olmaktan mı çıkardanız?
En kötüsünü atlattıysak, niye işsiz kardeşimin, işsizlik fonundaki parasını bankalara aktarıyorsunuz?
Niye 2019 bütçesinde, yatırımlara 65 milyar lira ayırırken, faiz ödemelerine 117 milyar ayırdınız?
En kötüsünü atlattıysak, niye gençlere ''Burs istemeyin, gidin kredi çekin'' diyorsun?
En kötüsünü atlattıysak, niye cezalara, harçlara, vergilere %24 zam yapıyorsun Sayın Erdoğan?
Beş liradan ucuz sebze yok.
Maydanozun demeti 2 lira.
Buna mı sevinelim?
En kötüsünü atlatmış olmak bu mu?
Bundan daha kötü ne olacak?
Marmariste, Ahlatta yeni saraylar yaptırıyor diye, kendimizi mi avutalım?
Fahiş fiyata köprü ve otoyol yaptın diye, ölene kadar oylarımızı sana mı tapulayalım?
Dün olanlar dünde kaldı.. Artık yeni şeyler söylemen lazım..
Krizi nasıl çözeceğini anlat.
Kuşa dönmüş maaşlarla nasıl ev geçindirileceğini anlat.
Gençleri nasıl istihdam edeceğini anlat..
Hazirandan bu yana bütün konuşmaları ''tarihte bugün'' programı gibi..
Durmadan maziyi anlatıyor. Yeni bir söz yok.
Üç beş tane rakam, üstüne ''bu fakir'', üstüne''beka''... gelsin alkışlar...
Siyaset sandıkları şey bu. Bir de İYİ PARTİye iftira atmak.... Oh ne ala memleket...
Aziz Milletim;
Ak Parti'ye, Mhp'ye, Chp'ye, Saadete, Büyük Birlik'e, Demokrat Partiye oy vermiş bütün kardeşlerim, ne yazık ki ülkemiz henüz en kötüsünü görmüş bile değil..
Milleti aldatarak, seçime kadar zaman kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen bu iktidarla, krizi atlatmamız da, mümkün değil.
Yaptıkları bütçe ortada.. Zamlar ortada.. Fiyatlar ortada..
İktidarın tek yaptığı, göz boyamak ve ekonomik göstergeleri törpülemek..
Rahmetli Erbakanın dediği gibi, bunların bütün kararları pansuman tedbirler.
Bunlar yaraya merhem olmaz.
Bunların ''atlattık, kurtulduk'' gibi sözlerinin doğruluğu yok.
''Türkiyeyi uçuracağım'' sözü ne kadar doğru çıktıysa, ''atlattık''demeleri de o kadar doğru . Papazı vermeyeceğim''sözü ne kadar doğruysa, ''atlattık'' sözü de o kadar doğru..
Kötü yönetiyorlar, yanlış kararlar alıyorlar ve kriz gittikçe derinleşiyor..
İktidarı ve ittifakını 31 Martta uyarmazsak, memleketi batıracaklar..
Bu arada, biliyorsunuz , Sayın Erdoğan Ak Partinin değil, cumhur ittifakının adayı olarak seçildi.. Meclisteki bütün çalışmalarda da, cumhur ittifakı birlikte hareket ediyor.
Memleketin iyiliği için ne teklif getirsek birlikte reddediyorlar..
Hele de milli meselelerdeki önerilerimize, yanlarına HDPyi de alıp, red ittifakı kurup,, hayır diyorlar..
Kendi tercihleridir tabi.
Değerlendirmeyi de aziz milletimiz yapacaktır..
Peki neye göre ve kime göre yapacak?
Biz yavaş yavaş adresleri göstermeye başlayalım mı?
Ne dedik işin başında; Milletimizle ittifak yapacağız.. Nasıl yapacağız? Milletin adaylarıyla..
Hazırsanız, Türkiyeyi İYİ Belediyecilikle tanıştıracak kıymetli adaylarımızı kürsüye davet edeceğim..
Haydi Bismillah..
Güller diyarı Ispartamızın değerli bir evladı, ülkemizde adaletin tecelli etmesi için bütün gücüyle mücadele eden Isparta Barosunun Başkanı, Isparta Belediye Başkan Adayımız Sayın Avukat Gökmen Gökmenoğlu.. Buyrun sayın Başkan..
Haksızlığa boyun eğmeyen Gakkolar diyarının evladı.. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası eski Başkanı, bütün birikimini eğitime adamış kıymetli işadamı, Elazığ Belediye Başkan adayımız,, sayın Ali Şekerdağ.. Buyrun sayın Başkan..
Ve efsane geri dönüyor.. Bir Niğde sevdalısı.. Hayatını Niğdeye ve Niğdeli vatandaşlarımıza hizmete vakfetti.. İki kez yılın belediye başkanı seçildi.. 1999-2007 yılları arasında 8 yıl Niğde Belediye Başkanı,, 24üncü Dönem Niğde Milletvekili olarak görev yapan, Niğde Belediye Başkan Adayımız Sayın Mümin İnan.. Buyrun sayın Başkan..
Afyonkarahisarımızın yetiştirdiği değerli bir siyasetçi.. 22nci dönem Afyonkarahisar Milletvekili,,, Yolsuzlukla Mücadele Derneği Genel Başkanı, Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayımız, Sayın Doktor Mahmut Koçak.. Buyrun Sayın Başkan..
Çanakkale Geçilmez sözü bir şiardır.. İnsanlık tarihinin en muhteşem direnişinde, en kritik görevleri yapan, Nusrat Mayın Gemisine de çok şey borçluyuz.. Mersinin bir Yörük evladı, o efsane geminin hurdalığa terkedildiğini duyduğunda yüreği burkuldu.. Ne yaptı etti, Nusratı alıp yeniledi,, ve Tarsustaki Çanakkale Parkına yerleştirdi..
Bu büyük vefanın mimarı,, Tarsusun efsane Belediye Başkanı, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı,, ve İYİ Parti Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayımız, Sayın Burhanettin Kocamaz.. Buyrun Sayın Başkan..
Ülkemize,, milletimize hayırlı olsun inşallah..
Tek derdimiz var; Türkiye İYİ olsun istiyoruz..
Allah yolunuzu,,, yolumuzu açık etsin..
Aziz Milletim, ülkemizin yaşadığı krizden söz ediyordum..
Sözün özü şu;
Türkiyenin bugün yaşadığı krizin sorumluluğu, sadece Ak Partiye değil, cumhur ittifakına aittir. Milletimiz elbette bunun farkında..
Bu yüzden, sandıkta sadece iktidardan değil, ittifaktan da hesap soracak..
Şunu bilin ki;
Bunları kendine getirecek tek sonuç, İYİ PARTİnin yükselişi olacaktır..
Krize sebep olanlardan hesap sormanın tek yolu, İYİ PARTİye destek olmaktır..
Aziz milletimize çağrıda bulunuyorum..
Krizden canı yanan,, iktidara bir ders vermek isteyen bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum:
Ben türemiş değilim, hak arayan EYTliyim diyorsan gel İYİ PARTİye.
Ben beleşçi değilim,Türkiyenin geleceği olan üniversiteliyim diyorsan; gel İYİ PARTİye.
Ben çift dikişçi değilim, geçim derdinde bir emekliyim diyorsan; gel İYİ PARTİye.
Ben sakıncalı değilim, suçsuzluğu kanıtlanmış bir KHK mağduruyum diyorsan; gel İYİ PARTİye.
Ben yük değilim, 3600 ek gösterge isteyen kamu çalışanıyım diyorsan; gel İYİ PARTİye.
Sözünden dönenlerle işim olmaz diyorsan; gel İYİ PARTİye..
Ben fırsatçı değilim, ekmeğimin peşinde bir esnafım diyorsan; gel İYİ PARTİye..
Ben stokçu değilim, rızkını arayan bir çiftçiyim diyorsan; gel İYİ PARTİye..
Ben başarısız değilim, mülakatta hakkım yendiği için işsizim diyorsan; gel İYİ PARTİye.
Gel,Türkiyeyi birlikte yönetelim.
Gel,yeni bir sayfa açalım.
Gel,birlikte İYİ olalım.
''Yeter artık'' diyorsan gel. ''Yetti artık''diyorsan gel..
Yalnız değilsin.. İYİler burada, cesurlar burada..
Aziz Milletim;
Hatırlayın, seçimden bu yana durmadan program açıkladılar.
100 günlük acil eylem planı, yeni ekonomi programı, enflasyonla topyekün mücadele programı.
Hepsi kağıt üstünde kalan süslü laflar..
Şimdi yeni bir program daha hazırlamışlar; Yatırım ve istihdam programı..
İktidarın başındaki kişi, daha 2 ay önce ''3 yıl yatırım olmayacak, herkes başının çaresine baksın'' diyordu.
E bütçede de yatırım yok zaten.
Ama işsizlerimize umut verip oyalamak için, şimdi böyle bir program hazırlıyorlar..
Bunların istihdam programlarını çok gördü Türkiye..
Hatırlayın, kaç defa istihdam seferberliği adı altında, aklımızla alay eden kampanya başlattılar.. Buldukları formül de şuydu;
Her işletme 2 kişi daha alacak ve işsizlik sorunu kalmayacak..
Ne muhteşem bir proje değil mi?
Sanki, işletme sahibi personel ihtiyacı olduğunun farkında değil..
Sanki, ihtiyacı var ama işçi almak aklına gelmiyor..
Kimse hesabını-kitabını, karını-zararını bilmiyor..
Sayın Erdoğan ''hadi'' diyince iki kişiyi işe alacaklar, ve Türkiye de işsiz kalmayacak..
Defalarca bu şekilde kampanyalar yapıp, milletimizle alay ettiler..
Yeni açıklayacakları şey de bundan farklı olmayacak..
İktidara sesleniyorum: Sağa sola mavi boncuk dağıtmayı bırakın. ''Az sonra,, az sonra'' diyerek, vatandaşımıza boş yere umut vermeyin..
Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır diyorsunuz ya,, Millet artık sizin ne yaptığınızı da, ne yapmadığınızı da gayet iyi biliyor..
Aziz Milletim;
Sayın Erdoğan geçtiğimiz hafta soğan depolarına baskın talimatı verdi biliyorsunuz. Enflasyonun sorumlusu Erdoğan değil de, çiftçi ve esnafmış zannedelim diye yapılmış, ucuz bir numaraydı bu..
Ülkemizi dünyada alay konusu yapan bu baskınlardan sonra, Rekabet Kurulu bir rapor hazırladı. Soğanda, patateste stokçuluk yok, rekabet ihlali yok dedi..
Yani iktidarın propaganda numarası boşa çıktı..
Bu durumda sizce ne yapacak Sayın Erdoğan?
Kurul üyelerini görevden alacak.
Enflasyon yüksek çıkınca TÜİKtekileri görevden alıyor.
Yolsuzluklar raporlanınca Sayıştaydakileri görevden alıyor.
''Soğanda stokçuluk yok'' diyen Rekabet Kurulu üyelerini de ilk fırsatta görevden almaya kalkar..
Erdoğan düzeni böyle.
Yolsuzluk yapana dokunmaz.
Ehliyetsize, liyakatsize dokunmaz.
Ama sözünün üstüne söz edeni, yerinde tutmaz.
Aziz Milletim;
Rekabet Kurulunun raporunda, Soğandaki zammın sebeplerinden biri de ekili alanların azalmasıdır deniyor..
Bu, Türkiye'nin tarımdaki genel halidir.
Ürünü para etmeyen, sattığıyla masrafını bile karşılayamayan çiftçimiz, ekip biçmekten vazgeçiyor.
Pancar böyle oldu. Tütün böyle oldu. Kayısı böyle oldu.
Tütün üreticisine her fırsatta, ve her bahaneyle ceza kesiyorlar. Amerikan tütünü satılsın diye elinden geleni yapıyor iktidar.
Dünya kayısı ihtiyacının %85ini Malatya karşılıyor..
Tıpkı fındıktaki gibi, devletin sahip çıktığı yok..
Kayısı üreticileri birliğine bile sahip çıkmadılar.
Kapısına kilidi vurdular..
3 kişi kafa kafaya verip kayısının fiyatını belirliyor.
Emeğinin karşılığını alamayan üretici de, bağına bahçesine küsüyor..
Çayda karşı karşıya olduğumuz tehlike de bu.
Önlem alınmazsa birkaç yıl içinde çayı büyük oranda ithal etmek zorunda kalacağız.
İşte bakın, Çaykurda bir yıl içinde üçüncü Genel Müdür de gitti..
Sonuncusu niye gitti biliyor musunuz?
Ak Partiden belediye başkan adayı oldu..
Liyakatı değil, partizanlığı seçtikleri için, kurumların içi boşaldı..
Bedeli de üretici ödüyor..
Değerli milletvekilleri, sevgili gençler, Aziz milletim;
İktidar, içinden çıkamadığı krize sorumlu uydurmak için depo basıyor, halının altında stokçu arıyor ya, asıl sebeplerle oralı bile değil..
İşte size Sayıştayın yolsuzluk ve usulsüzlük raporları..
İktidar hiç oralı oluyor mu?
Bırakın ilgilenmeyi, bu raporları hazırlayan bürokratları görevden alıyor..
Ama devletin hafızası güçlüdür..
Bu raporlar yazıldı bir kere..
Silmeleri mümkün değil..
Günü geldiğinde hesabı görülecek..
Milletin malına meyledenler, bunun hesabını verecek..
Bakın size bazı örnekler vereyim..
Son dönemde, Sayıştayın özellikle belediyelerle ilgili raporları açıklanıyor..
Borazan medya yazmıyor tabi..
Ama İstanbulda, Bursada, Konyada ve daha birçok yerde, Ak Partili belediyelerin, milyarları bulan zarar ve yolsuzlukları var..
Mesela Konya Büyükşehir Belediyesinde, hesap hataları ve yandaş kayırmalar sebebiyle ortaya çıkan kayıplar var..
Şeytanın aklına gelmeyecek
yöntemlerle ihale yolsuzluğu yapıyorlar.
Bu kayıplar, namusu size emanet edilmiş milletin parasıdır..
Sayıştay raporlarından anlıyoruz ki; Hz Mevlananın, Haktan alıp, halka dağıtan semazen ritüeli, Milletten alıp, yandaşa dağıtan anlayışa terkedilmiş..
Ak Partili belediyeleri inceleyen Sayıştayın raporları, Yolsuzluk ve kamuyu zarara uğratma tespitleriyle dolu..
31 Mart geliyor..
Borazan medya görmezden gelse de, biz bu raporları milletimizin görmesini sağlayacağız..
Devletin ve milletin parasının, üç-beş yandaşa nasıl peşkeş çekildiğini, bütün milletimize anlatacağız..
Namuslu bürokratlar kendilerini yalnız hissetmeyecek..
Bilecekler ki, devlet ve millet için yaptıkları araştırmalar, hazırladıkları raporlar boşa gitmeyecek..
Çünkü, herkes sussa da, İYİ Parti asla susmayacak..
Değerli milletvekilleri;
Geçen hafta ard arda iş kazaları yaşandı..
Bunlardan biri de, yandaş müteahhitlerin yürüttüğü kuzey,, marmara otoyolu inşaatındaki elim olaydı..
Üç işçimiz hayatını kaybetti..
Bu kardeşlerimize Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum..
Kazanın ardından yine hemen yayın yasağı getirildi..
Bu yasak, iktidarın kibrinin ifadesidir..
Sorumlulardan hesabını sormak yerine,, millet öğrenmesin diye yasak koymak, insana bakışın özetidir..
Düne kadar İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyenler, 16 yılın sonunda, ölümleri gizle ki, yandaş kızmasın demeye başladı..
İktidar yandaş müteahhitleri besliyor.
Yandaş mütahhitler de havuz medyasını besliyor.
Havuz medyası da, dönüp iktidarı besliyor. Döngü bu.. Zincir bu..
İşçilerimiz de,, sırtlarında işte bu, müteahhit-medya-iktidar zincirini taşıyor..
İşçi kardeşlerimiz, beton bloğun değil, bu yükün altında kalıyor..
Bir kez daha Allahtan rahmet diliyorum..
Şundan emin olun ki, biz geleceğiz ve bu kayırmacı düzen değişecek..
Aziz milletim, değerli milletvekilleri;
Gelelim seçim ittifakları denilen meseleye..
Öncelikle belirteyim ki, devam eden görüşmeleri, bir ittifak değil, sınırlı bir güçbirliği olarak görüyoruz..
Birinci önceliğimiz, İYİ PARTİye oy vermiş olan beş milyon seçmenimizin hakkını korumaktır..
Siyaset ilkelerle yapılır.. İlkeler ortaya konur.. Uzlaşılırsa yürür. Uzlaşılamazsa, teşekkür edilip, yol haritası çizilir..
Muhataplarımız da, biz de meseleye böyle bakıyoruz..
Başkalarının tavrı sizleri yanıltmasın..
Sac ekmeği gibi dönüp durarak, siyaset yapılmaz..
İYİ PARTİ papatya falı açar gibi, bir Adayım yok,,, bir Adayım var diyerek siyaset yapmaz..
Şartlar gerektirirse, yola tek başına çıkan İYİ PARTİ, teşekkür eder ve tek başına yürümeyi de bilir..
Medeni bir şekilde yürüyen bu sürecin, yakın zamanda sonuçlanacağını bilmenizi isterim..
Söz seçimden açılmışken, bir noktanın altını önemle çizmek isterim..
Aziz milletim,
Cumhur ittifakı,31 Mart Yerel seçimini de, bir beka meselesi diye takdim ediyor..
Bunu beka meselesi diye anlatmak, olsa olsa bir korkunun işaretidir..
Ayrıca, devletin bekası, 20 gün içinde 3 kez gelip-gitmez.
Dolayısıyla, cumhur ittifakının bir bozulup bir kurulması,, bir beka meselesi değildir..
Tabi ki ittifak kendi tercihleridir.
Kendi kararlarıdır. Bu konudaki kararlarına saygı duyarız..
Ama ittifaklarını beka diye anlatmaları, nihayetinde bizi de, milleti de ilgilendirir.
Bunu sessizce geçiştiremeyiz..
Baylar-bayanlar;
Harbe falan girmiyoruz.
Belediye başkanlarımızı ve muhtarlarımızı seçeceğiz..
Yani ortada mikrofon devirmeyi gerektiren bir durum yok..
Az sakin olun..
Cumhur ittifakının, üç beş oy için, kin, nefret ve düşmanlık saçan bir dil kullanmasının, millete faydası yok.
Kendilerine de bir faydası yok..
Şunu bilin ki;
Bağırıp çağırarak, millete krizi, hayat pahalılığını ve işsizliği unutturamazsınız. Seçimin gündemini bu numaralarla değiştiremezsiniz.
Filan ilçedekiler kaymak yiyor diyerek,, fitne ve nifak saçmayı bırakın..
Provokasyon denemelerinden vazgeçin..
Aziz milletimize bir kez daha çağrıda bulunuyorum.
Aklınıza hangi parti yatıyorsa, oyunuzu ona verin..
Kimsenin dolduruşuna gelip, eşinizle, dostunuzla, arkadaşınızla düşman olmayın..
Aslolan milletin birliği -beraberliğidir.
Birilerinin koltuk sevdasının, birliğimizi bozmasına müsaade etmeyin.
Değerli milletvekilleri,
Rahmetli Demirelin dediği gibi Tarih eteklerimizden çekiştiriyor..
Gidişat gösteriyor ki, tarih bizi çağırmakta ve millet İYİ PARTİye bir misyon yüklemektedir. Biz bu ülkenin çözülemeyecek bir sorunu yoktur diyoruz.
Yeter ki çalışalım.
Allah adildir, dünyada çalışana verir.
Biz de bu inançla çalışacağız.
İYİ PARTİ işini hakkıyla yapıyor dedirteceğiz.
İYİ PARTİ mecliste milletin derdini haykırıyor dedirteceğiz.
Önce gönüllerde iktidar olacağız.
Sonra da İYİ PARTİyi, iyi kadroları iktidara taşıyacağız. Milletimizi mutlu, devletimizi güçlü kılacağız.
Aziz Milletim;
Geçen hafta, iktidarın yeni bir Aldatıldım itirafına daha şahit olduk..
Biliyorsunuz, iktidar, 15 Temmuz alçaklığına sebep olanların terör örgütü olduğunu,15 yılda ancak anlayabildi..
Savcı mütalaasını verdi ve Ergenekon diye bir Terör Örgütü yoktur dedi..
Sayın Erdoğan da, bu kumpas davası için, Savcısıyım diyordu..
Ama 10 yıl sonra anladı ki, böyle bir örgüt yokmuş.. E buna da şükür..
Ben neresiyle ilgileniyorum biliyor musunuz;
Uydurdukları isim bile, Türk tarihini hedef alıyordu.. Ergenekon adını, bilerek, isteyerek, taammüden koydular.. Türke dair ne varsa kirletmeye and içmişlerdi..
Biz, bu tezgahı niçin kurduklarını bilenlerdeniz..
Bu kumpasla başlayan süreç, Haburdaki rezaletle,, Dolmabahçeyle, megri megriyle, teröriste lahmacun ısmarlamayla, çadır mahkemelerle devam edip, 15 Temmuzla sonuçlandı..
Ödenen bedeller, çekilen acılar., bu dünyada kurtarsanız bile, hakkın divanında yakanızda olacak..
Şimdi sesime kulak verin hele;