Çocuklarda Öfke Kontrolü
Çocuklukta sakinleşmeyi öğrenemeyen bireyler ileriki yıllarda büyük zorluklar yaşıyorlar. Öfkelerini kontrol edemedikleri için iş,aile ve sosyal ilişkilerinde çeşitli sıkıntılar ile karşılaşan bireyler yetiştirmek hiç birimiz istemeyiz. Çocuklukta anlayışla karşılanan öfke problemi ileriki yaşlarda karşımıza sorun olarak çıkabiliyor.
Öfkemizi kontrol edemeyebiliriz ancak davranışlarımızı kontrol edebiliriz. Sakinleşmeyi öğrenebiliriz. Her çocuk her duyguyu aynı yoğunlukta yaşamayabilir. Bazıları üzüntüyü bazıları öfkeyi bazıları ise mutluluğu yoğun yaşar. Çocuklar sakinleşmeyi birinci bakım veren kişiden öğrenir. Bu da genellikle annedir. Çocuklar annelerin duygularını hisseder. Okul öncesi dönemde çocukların geneli sakinleşmeyi öğrenmiş olur. Eğer öğrenmemiş ise çocuğunuza bunu öğretmeniz gerekmektedir. Her çocuk için sakinleşme yöntemi aynı olamayabilir. Bazıları oyun ile bazıları ise temas ile sakinleşir. Sizler bu yöntemi keşfetmek durumundasınız. Çocuğunuz öfkelendiğinde paniklemeyin ve çok fazla konuşmayın. Evdeki bir alanı sakinleşme yeri olarak belirleyebilirsiniz. Öfkelendiği zamanlarda resim yapmasını veya oyun hamuru oynamasını sağlayabilirsiniz. Çocuğunuza model olun ve duygularını ifade etmesini sağlayın. Duygularını oyun ile anlatmasını sağlayabilirsiniz ancak onu dikkatli dinlemelisiniz. Duygularımın renkleri veya duygu balonları gibi oyunlar oynayabilirsiniz. Eğer durumu kontrol altına alamıyorsanız bir uzmandan yardım isteyebilirsiniz. Unutmamalısınız ki çocuklar duyguları ve davranışları ile size bir şeyler anlatmak istemektedirler. Adana’da kliniğimiz de çok sık karşılaştığımız konulardan birisidir. Çocuğun problemini anlayamamak. Aslında çocuk davranışları ile size her şeyi anlatır. Önemli olan dikkatli gözlemlemektir.
Psikolog Bengisu Ekinci
Kendimi İfade Ederken
Değer yargılarımız bazen bizi kısıtlar bazen is bizleri ileri taşımada öncü olurlar. Değer yargılarınızı tanımak sizi bir üst basamağa taşıyacaktır.
Kendinizi ifade ederken potansiyelinizin ve özgüveninizin devrede olduğunu unutmamalısınız. Bir şeyleri başarabilecek potansiyeliniz varken daha azını yapmak bazen tesadüf değildir. Bazen bu psikolojik sınırlarınızla alakalı olabilmektedir. Psikolojik sınırlarınıza deneyimleriniz,düşünceleriniz,duygularınız ve ihtiyaçlarınız eşlik eder.
Özellikle ikili ilişkilerde kendimizi ifade etmekte zorlanıyoruz. Karşı tarafa yoğunlaşmalıyız ve gerekli tüm ilgiliyi karşı tarafa vermeliyiz. Bunun yanında anlayış ve geri bildirimde bulunmakta faydalı olacaktır. Dikkatinizi karşı tarafa vermeli ve ortak bir dil üzerinde hareket etmelisin. İkili ilişkiler de çatışmalar oldukça fazladır. Karşı taraf anlamadığı veya siz ifade edemediğiniz için değil ortak bir dil kullanmadığınız için bu sorun ortaya çıkar. Karşı tarafın yakınlığına göre bazı iletişim kusurlarını görmezden elbette gelebiliriz. Ancak kendimizi ifade ederken sınırlarımızın farkında olmamız önemlidir.
Psikolog Bengisu Ekinci