GÜNDEM Haber Girişi : 08 Ocak 2015 14:34

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır:

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır:
"Hükümetimiz gerçekten dış politikada ve AB ile ilişkilerde kararlı bir şekilde durmaktadır ve ilişkilerimizde bugün artık bir paradigma değişikliğinden söz edebiliyoruz" - "2 trilyon dolarlık, 500 milyar dolar ihracatı, 25 bin dolar kişi başına milli g

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB müzakere süreciyle ilgili olarak "Hükümetimiz gerçekten dış politikada ve AB ile ilişkilerde kararlı bir şekilde durmaktadır ve ilişkilerimizde bugün artık bir paradigma değişikliğinden söz edebiliyoruz" dedi. 

Bozkır, 7. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Reform Eylem Grubu, AB ilişkileri ve müzakere sürecine ilişkin, Cumhurbaşkanı'nın Cumhuriyet tarihinde ilk defa halkın oylarıyla seçilmesiyle Yeni Türkiye kavramından bahsedilmeye başlandığını ifade etti. 

Cumhuriyet tarihinin belki de en güçlü noktasına gelmiş Yeni Türkiye'nin, geldiği bu noktayı ikiye katlayarak 2023'e bakışını ifade ettiğini söyleyen Bozkır, "2 trilyon dolarlık, 500 milyar dolar ihracatı, 25 bin dolar kişi başına milli geliri olan bir Türkiye'den bahsediyoruz" dedi.

 Bozkır, demokraside ileriye gitmiş, insan haklarına hukuka saygılı ve Türk vatandaşlarının dini inançlarına etnik kökenlerine veya yaşam biçimlerine bakılmaksızın kendisini bu Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşları olarak hissettiği "Yeni Türkiye"de, AB üyeliğinin stratejik hedef olarak korunmasının önemli olduğunu, bu kavramın böyle bir süreçte yer almasının da herkese ayrı görevler yüklediğini kaydetti. 

- Türkiye'nin AB üyelik süreci 

Yarım yüzyıldır devam eden AB sürecinin, Cumhuriyet'in ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesi olduğunu belirten Bozkır, AB sürecinin Türkiye'nin dış politikasındaki devamlılığın, AB ile ilişkilerin zamanla yaşadığı dönüşüm sürecinin de dış politikadaki değişimin bir ifadesi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

 "Hükümetimiz gerçekten dış politikada ve AB ile ilişkilerde kararlı bir şekilde durmaktadır ve ilişkilerimizde bugün artık bir paradigma değişikliğinden söz edebiliyoruz. Türkiye ekonomik olarak ne kadar güçlü bir düzeye gelirse ne kadar siyasi istikrarını devam ettirebilirse uluslararası konumu hakkında da daha özgüvenli, komşuları ve uluslararası toplumun güvendiği küresel bir aktör olma yolunda ilerleyen bir ülke haline gelir. Bütün etrafı yangınlarla çevrilen ama 12 yıldır ekonomik ve siyasi istikrarını muhafaza edebilmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Bunun ne kadar zor olduğunu ama Türkiye'nin bunu kararlı bir şekilde uyguladığı politikalarla gerçekleştirdiğini bütün dünya gördü. Türkiye'nin örnek ülke olma konumu daha da güçlenmektedir."

 Bozkır, Türkiye'nin Batı'nın jandarma karakolu olarak hareket eden bir güç değil, bölgesindeki sorunların çözümünde sorumluluk taşıyan ve inisiyatif almaktan kaçınmayan bir ülke konumuna geldiğine dikkati çekti. 

Volkan Bozkır, AB sürecinde ön yargıdan uzak, ufuk açıcı, derinlikli bir açılıma ihtiyaç duyulduğunu, bu hedef doğrultusunda Türkiye'nin AB vizyonu, bunu gerçekleştirme şekli ve kullanılacak mekanizmaları içeren Türkiye'nin yeni AB strateji belgesini yayınladıklarını ifade etti. 

- Türkiye'nin yeni AB stratejisi

AB stratejisinin temelinin üç ayak üzerinde durduğunu belirten Bozkır, bunun birinci ayağı olan siyasi reformların devamlılığının önem arz ettiğinin altını çizdi.

 Bakan Bozkır, Türkiye'de 10 yılda 2 bin reform yasası çıkarıldığını, Anayasa'nın yarısından fazlasının değiştirildiğini, ceza, medeni borçlar, dernekler gösteri ve toplantı kanunlarının yeni kanunlar olarak Türk hukuk hayatına kazandırıldığını kaydetti. 

"AB süreci olmasaydı bu reformların gerçekleştirilmesi mümkün olmayacaktı" diyen Bozkır, hükümetin kararlı tutumları ve bakanların katkılarıyla bu reformların hayata geçirildiğini söyledi. 

Reformların devamı için de Reform Eylem Grubu'nun (REG) amiral gemisi olarak düşünüldüğü belirten Bozkır, Reform İzleme Grubu olarak 30 toplantı yapmış, 2003'ten beri var olan bir grubun adının değiştirildiğini, REG'in reform tasarılarının hazırlanması, TBMM'den geçirilmesi ve uygulamaya yansıtılması aşamalarında aktif rol oynayacağını bildirdi. 

İkinci ayağın müktesebata uyum olarak özetlenebilecek sosyo-ekonomik dönüşüm olduğunu ifade eden Bozkır, Türkiye'nin AB müktesebatına uyumda çok büyük başarı sağladığını söyledi. 

İletişim stratejisinin de üçüncü ayak olduğunu belirten Bozkır, bu strateji kapsamında Türkiye'nin AB'den bakıldığında hasar görmüş yanlış algılarla son derece kötü bir görünüm arz eden imajının düzeltilmesinin öncelikli olduğunu vurguladı. 

AB'den Türkiye'ye bakışta görülen bu yanlış fotoğrafı düzeltebilmek için daha fazla bir araya gelmek, tenkitlere açık olabilmek ve bu platformu yaygınlaştırmak gerektiğine işaret eden Bozkır, Türkiye'den AB'ye bakıldığındaki yanlış imajın düzeltilmesi konusunun da iletişim stratejisinin başka bir yönü olduğu sözlerine ekledi.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.